Hayatımın
kaç gününü otobüs duraklarında bekleyerek geçirdim kim bilir. Taksi, dolmuş,
tren, metro, tramvay nedir bilmeyen, ulaşımın taban-vay ile sağlandığı o
minicik ilçede ile giden otobüsleri
beklerdim. İle geldik dershaneye giden otobüsler aldı yerini… Kuş oldum uçtum
başka illere bu kez fakülteye giden otobüsü beklemeye başladım duraklarda… Eve
gidenleri, geride bırakanları, hasretleri vuslatları taşıyan otobüsleri…Ama
hiçbir zaman kendimi o duraklarda karalanmış satırlara bakmaktan alıkoyamadım.
Küçücükken ağzımı açık bırakan küfürleri sokakta kulaklarımdan duymadan,
durakta gözlerim gördü… En klişe sözlerle yıkık dökük duraklarda tanıştım. Kim
kime yakmış abayı, kim kimi sevmezmiş oralarda öğrendim… En ateşli
taraftarların yüreklerinden gelen sloganları okudum, aşkları, kavgaları,
siyaseti camdan, tahtadan, demirden sıvaları dökülmüş, paslı, bazen de gıcır
gıcır duvarlardan.
Şu
sıralar da bol bol şiir okuyorum duraklardan…
Ne de olsa şiir sokakta...
Bugünse
ulu orta güldürdü beni bir tanesi, zaten hep öyle yapmazlar mı, sabahın köründe
ya da işten çıkmış yorgun insanlarca imamın karı boşadığı saat olarak bilinen
zaman dilimlerinde, bir kahkaha koyuverirsiniz o hiç tanışmadığınız insanların
yanında. Ters ters bakar bazen merak eder, dolanıyormuş gibi yapıp gider okur
aynısını ya hani siz gözlersiniz ufaktan sırf yakalamak için o dudağının
kenarındaki küçük tebessümü. Hiç tanımadığınız o insanlarla tanışıverirsiniz o
gülümseme ile. Yeter bu tanışıklık..
Ne
diyordum şiir sokakta…
Çayın
arası kalabalıkla iyiymiş
Kahveninse
yalnızlıkla
Ben
suyu koydum
Gelirsen
sevişiriz
Gelmezsen
kahve yapar,
Çaydanlığı
g.tüme sokarım
#şiirsokakta
Fotoğraf Google görsellerden alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder